10 Haziran 2011 Cuma

O adam

O adamı her gün aynı yerde defalarca gördüm. Görmediğim gün adama yanaşıp, "Dün neredeydin?" diye soracak kadar sık görüyorum. O benim farkımda bile olmayabilir. Adamın ismi bana bu yaşattığı durumdan dolayı Deja vu olabilir. Her seferinde birasını içiyor ve etrafı seyrediyor. Bir ağacı veya bir başka alışıldık nesneyi, misal otobüs durağını her gün aynı yerde olduğunu bilir fakat şaşırmayız. En azından ben şaşırmıyorum. Kim bilir belki şaşıranlar vardır. Her gün o mekanda ve aynı masada olabilmek mi yoksa benim her gün aynı yerde onu görmem mi tesadüf. Kafe çalışanlarının acaba adamla bir olayı mı var? Sorular ve olasılıklar çoğaltılabilir. Fakat dediğim gibi bu derece sık karşılaşmaktan dolayı adamla bilemediğim bir bağ kuruyorum kafamda. Kim bilir belki bir gün ben oturuyor olacağım, asıl o esnada kendisinin olması gerektiği yerde. Asıl büyük şaşkınlığı belki o zaman yaşayacağım. Bir an onu göreceğim sokaktan geçerken ve alkollün etkisiyle bunun bir hayal olduğunu düşüneceğim. Ayrıca belki ara ara sadece benim kafamda yarattığım biri diye düşünüyorum.

19 Nisan 2011 Salı

Hayat işte...

Ne kadar zor şey yaşamak değil mi? Bu yüzden her anı aslında bana sadece yük gibi gelse bile, o yükü omuzlarımdan indirip bir saniyeliğine de olsa derin bir nefes aldığımda, bu kadar zor fakat bir o kadar güzel diyorum. Hayat işte dediğim anlar o kadar fazla oldu ki şu sıralar. Omuzlarım ağırlaştı, dizlerimi kırdım ama daha çökmedim yere. Her an yıkılacak gibi yürüyor olsam bile, biliyorum ki "hayat işte" O derece hatalarım ve doğrularımın özeti belki. Koca bir hayat kimine göre, kimine göre anlık bir görüntü. Yaşıyorum işte, hayat ile yan yana. Bazen o öne geçiyor bende yaşıyor, bazen ben öne geçip onda yaşıyorum. İkimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Bir elmanın yarısı ben, yarısı o misali. Ben karşı kaldırımdayken o diğer kaldırımdan bana sesleniyor yaşıyorsun diye. Bazen ben karşılık veriyorum "Yaşıyorum hayat!" diye. Yaşadım... yaşıyorum.

O kadar mutlu ve bir o kadar da mutsuz oldum. Düzelttim ve bozdum. Kendime ihanetler ettim. Aynaya bakınca itiraf edemediğim. Korktum çok ve sustum. Kızdım, kızdırdım insanları. Böyle olmamalı dediğim, içinden çıkamadığım durumlarda bekledim. Sadece zaman bana yardım edecekti, etti. Sadece o zaman bazen bana zıt düştü. Zaman çekilirken hayatımdan, ben kendime döndüğümde ne buluyorum bilemiyorum. Bildiğim hala yaşadığım. Yaşadım... yaşıyorum.

Ölümden önce en son yaptığım şey sadece yaşamak olacak.

28 Mart 2011 Pazartesi

Öylesine

Bu derece sıkıntılı bir dönemi yaşıyor olmak cidden ruh halimi yıprattı. Evet hatalar yaptım ve bunun diyetini ödüyorum şimdi. Sabır ile bu dönemi atlatmak istiyorum. Kimseye zarar vermeden bu işten sıyrılmak istiyorum. Paylaşabilseydim, anlatabilseydim biraz daha hafiflerdi omuzlarımdaki yük. Fakat kendi omuzlarımdan indirdiğimde sevdiklerime yükleyeceğim bunu. Biliyorum kesin böyle olacak çünkü sıkılacaklar bu halime, üzülecekler, benden daha fazla belki. Bana gerekli olan şey sadece zaman. Bu süre zarfında huzuru bulabilmem imkansız. Hep diken üstünde oturmak inanılmaz can sıkıcı bir durum. Şimdi anlıyorum ki huzur denen kavram çok çok önemli diğer tüm duygulardan. Belki tüm duyguların tam anlamıyla yaşanması için en gerekli olanı. Huzur olmadan yaşadığını sanıyorsun, en azından ben şu an yaşadığımı sanıyorum. Huzur istiyorum, sadece huzur.

3 Mart 2011 Perşembe

Büyüdüm

Sen gidince büyüdüm ben. Canım yandı ve bilirsin canı yandıkça büyüyor insan.

23 Şubat 2011 Çarşamba

Her neyse işte

Dünkü gibi gece
Ve yine aynı yoksunluk
Aynı geçen vakitler
Ve yine aynı sensizlik
Dünkü gibi muhabbetler
Ve yine sana susuşlarım
Aynı geçen özlemeler
Dünkü gibi her şey
Biten ve başlayanın farksızlığı
Her neyse işte
Aynı her şey...

31 Ocak 2011 Pazartesi

Deli

Deli eder seni özlemeler. Bazen dirseklerin ağrır pencere önlerinde. Hele bir de ahşaptan ve boyaları dökülü ise pencere, sinir eder seni. Tırnaklarınla boyayı kaldırırsın, gözlerin sokakta gezer deli gibi ama sen sabitsindir, pencere yanında kıpırdayamazsın. Özlem çekiyorsundur, özledikçe sevgini hissedersin, sevgini hissettikçe daha çok özlem. Özlemek güzeldir, sana sabrı öğretir. Kavuştuğunda daha büyük bir mutluluğu yaşatır. Özlemek güzeldir de O'nun geleceğini bildiğinde. 

12 Ocak 2011 Çarşamba

Gemi

Bir gemi olsa, alsa götürse uzaklara. 
Deli gibi çarpsa dalgalar suratıma. 
O sallandıkça, denizin köpürmesiyle, 
rüzgar bu sefer dokunsa suratıma. 
Ah bir gemi olsa. 
Binsem... 
Gitsem...