23 Aralık 2010 Perşembe

Ağaç

Olduğum yeri görmem için ilerleyip geriye bakmam gerekmez mi? 
Hep geriye değil ileri bakın demediler mi bize? 
İleri daima ileri. 
Bulunduğum yerden ilerlemiyorsam sadece olduğum yerin kendisiyimdir.
Aynı bir ağaç gibi.

22 Aralık 2010 Çarşamba

Biliyoruz

Silebilirdik aklımızın bir köşesinden. 
Peki kalbimizden? 
Nasıl çıkarabiliriz sevdayı kalplerden? 
Canımız yanacak. 
Bize sevdalar can yakmayacak dendi. 
Biliyoruz artık sevdaların da ayrılıklar kadar can yaktığını.

19 Aralık 2010 Pazar

Sapına kadar

Bazen her doğan güneşte batar içinde umutlar, yok olurlar. Bazen güneş doğduğunda kabullenmeler çarpar suratına, göz kapaklarının arasından dudaklarına akar. Bazen batan güneşte, en güzel mehtap ile doğar umutlar ve geceye inat bu sefer kahkahalar yollarsın yıldızlara, duysunlar diye hala yaşadığını. Daha çok bir deli gibi, gözünden yaş akana kadar, kahkahadan çatlayıp ölene kadar. Sapına kadar!

16 Aralık 2010 Perşembe

Yalnızlık

Hayatın tam ortasında bomboş kalmak. 
Umursamazca sağından solundan geçenlere gülerek, 
gözlerinin ortasına, ruhlarına küfür edercesine, 
yalnızlıkla gözlerini dikmek üzerlerine. 
Beraber sahil boyu yapmak, bir manzarada, alıp yalnızlığını saatlerce bakmak 
ve gülmek anlamsızca. 
Anlamamak güzel demek, fark etmemek iyi belkide, 
terk edildiğini fark etmeden,
gelenleri beklerken gülmek, biraz da yalnızlığını yalnız bırakmak.

15 Aralık 2010 Çarşamba

Üç nokta

Karanlıkta yüzüne vuran ışığın akması, 
yanından akıp giden yaşam gibi. 
Kayıp gitmek sizlerin gözlerinizden karanlığa, 
yalanlarınıza süzülmek ince ince ve inanmak istemek ışığınıza.
Dilinize dolanmak aşkla, yüreğinizde yalan olmak sonra. 
Her defasında aynı noktada bulmak kendini,
üç nokta gibi; doğmak, yaşamak, ölmek... 
sonra yine karanlık. 

14 Aralık 2010 Salı

Giderken

Terk edilince ağır gelir insana hayat, 
bir boşlukta kalır. 
Arkasına bakmayanın arkasından bakar,
giderken bile güzel der yüreği.

Ölüp ölüp dirildik biz

Ölüp ölüp dirildik biz
hevesimiz kursağımızda kaldı
kırık karne getirme korkuları
yerini kırık kalp taşımaya bıraktı
ölüp ölüp dirildik biz
geç kalınacak vapur gibi
sanki hiç kalmamış gibi
korktuk biz
geç kaldıkça alıştık
baktık yorgunuz saldık sulara umutları
yüzdürdük ordan oraya
ölüp ölüp dirildik biz
fırtına kopar diye...

13 Aralık 2010 Pazartesi

KÖR BIÇAK

Kör bıçak gibi sözlerin,
Yaralar derimden ötede,
Ta kalbimde.
Kesmiyor ki lanet kör bıçak,
Parçalıyor yüreğimi.
Kan içinde içim,
Senle doluyorum.