19 Nisan 2011 Salı

Hayat işte...

Ne kadar zor şey yaşamak değil mi? Bu yüzden her anı aslında bana sadece yük gibi gelse bile, o yükü omuzlarımdan indirip bir saniyeliğine de olsa derin bir nefes aldığımda, bu kadar zor fakat bir o kadar güzel diyorum. Hayat işte dediğim anlar o kadar fazla oldu ki şu sıralar. Omuzlarım ağırlaştı, dizlerimi kırdım ama daha çökmedim yere. Her an yıkılacak gibi yürüyor olsam bile, biliyorum ki "hayat işte" O derece hatalarım ve doğrularımın özeti belki. Koca bir hayat kimine göre, kimine göre anlık bir görüntü. Yaşıyorum işte, hayat ile yan yana. Bazen o öne geçiyor bende yaşıyor, bazen ben öne geçip onda yaşıyorum. İkimiz birbirimizi tamamlıyoruz. Bir elmanın yarısı ben, yarısı o misali. Ben karşı kaldırımdayken o diğer kaldırımdan bana sesleniyor yaşıyorsun diye. Bazen ben karşılık veriyorum "Yaşıyorum hayat!" diye. Yaşadım... yaşıyorum.

O kadar mutlu ve bir o kadar da mutsuz oldum. Düzelttim ve bozdum. Kendime ihanetler ettim. Aynaya bakınca itiraf edemediğim. Korktum çok ve sustum. Kızdım, kızdırdım insanları. Böyle olmamalı dediğim, içinden çıkamadığım durumlarda bekledim. Sadece zaman bana yardım edecekti, etti. Sadece o zaman bazen bana zıt düştü. Zaman çekilirken hayatımdan, ben kendime döndüğümde ne buluyorum bilemiyorum. Bildiğim hala yaşadığım. Yaşadım... yaşıyorum.

Ölümden önce en son yaptığım şey sadece yaşamak olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder